Fotoğraf: Charlie D’Amelio

TIKTOK ETKİSİ

DENIZ AKKAYA

Tiktok’un yükselişi sadece bir teknoloji şirketinin devam eden başarı hikayesi değil.

Önceki nesillerden alışkanlıkları ve eğilimleri bakımından farklılaşan, sosyal açıdan bilinçli ve dijital olarak seçici yeni nesil kullanıcıların da habercisi!

Bu uygulamayı anlamak, gelecekte ortaya çıkacak eğilimlerin kaynaklarını öngörmek için çok önemli. 2016 yılında piyasaya sürülen uygulama, ana şirketi Byte Dance’in Musical.ly adlı uygulamayı satın almasının ardından hızla büyüdü. Platform, şu an 800 milyondan fazla aktif kullanıcıya sahip ve 150’den fazla ülkede 1,5 milyar kez indirildi!

Peki, TikTok’un farkı ne?

TikTok ve Instagram arasındaki en büyük farklardan biri, TikTok’ta kullanıcıların ana sayfalarını takip ettikleri hesaplar değil, rastgele içerikler oluşturuyor. Bu içerikler, sizin izlediğiniz ve beğendiğiniz videoları baz alan ancak henüz kimsenin tam olarak nasıl çalıştığını bilmediği algoritmalar tarafından “Sizin İçin” sayfasında sergileniyor. Yani, bu uygulamada sonsuz kısa video akışıyla dolu kişiselleştirilmiş bir yayına sahipsiniz.

Daha az yoğunlukta yaş dağılımına sahip Instagram’ın aksine TikTok; daha küçük bir kullanıcı yelpazesine sahip, tüm kullanıcılarının %66’sı 30 yaşın altında ve uygulamanın aylık kullanıcılarının %60’ı 16 ile 24 yaş arasındadır. Bunun TikTok için anlamı, içeriğinin çok daha hedefli ve odaklanmış olmasıdır. TikTok’u kullanan kişiler aynı zamanda içeriğini oluşturan kişilerdir. Genel olarak, milenyum kuşağı içerik tüketmeyi tercih ederken Z kuşağı içerik oluşturmayı tercih ediyor. Yani Facebook ve Instagram’ın aksine TikTok, Z kuşağına yaratıcı olma ve kendini ifade etme fırsatı sunuyor. Bu uygulamada kullanıcılar başkalarının görmelerini istedikleri şeyleri değil, kendilerini oldukları gibi yansıtacak paylaşımlar yapmayı tercih ediyor. TikTok’un en ayırt edici özelliğinin de bu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Uygulama ise kendisini, “Dünyanın yaratıcılığını, bilgisini ve değerli yaşam anlarını doğrudan cep telefonundan yakalamak ve paylaşmak. TikTok, herkesin bir içerik üreticisi olmasını sağlıyor ve kullanıcıları, tutkularını ve yaratıcı ifadelerini videoları aracılığıyla paylaşmaya teşvik ediyor” şeklinde tanımlıyor.

En basit haliyle TikTok, Z kuşağının kalbini, viral olmayı “demokratikleştirerek” fethetti diyebiliriz. Son altı ayda dünya çapında yüzlerce içerik üreticisinde inanılmaz bir büyüme görüldü. Bunun en büyük örneği 15 yaşındaki Charlie D’Amelio oldu. Charli D’Amelio, genellikle yatak odasında kısa dans rutinleri sergileyen bir lise öğrencisiyken; geçtiğimiz bahar uygulamaya katılmasının ardından D’Amelio, altı milyardan fazla beğeni ve seksen iki milyon takipçi topladı.  İçerik açısından, herkesin kendi dilinde ve son derece benzersiz, yaratıcı bir mercekten konuşmasını sağlayan bu uygulama, dans videolarıyla ünlense de skeçler, 60 saniyelik vloglar, müzik, bilim ve hatta politik videolar da inanılmaz derecede yüksek etkileşim alıyor. Facebook, Instagram veya Snapchat gibi uygulamalarda zaten hali hazırda takip ettiğimiz hesapların içeriklerini tüketiyorken, TikTok’ta durum biraz farklı. “Sizin İçin” sayfasındaki içeriğin bir kısmı viral iken, diğerleri çok az görüntülenmeye veya etkileşime sahip yerel içeriklerden oluşuyor. Bu platform, sadece büyük bir kitleye sahip olan kişilerin içeriğine öncelik vermek yerine herkese eşit derecede keşfedilme fırsatı veriyor. Çin’den aksini beklemek mümkün olamazdı zaten.

TikTok, sosyal medyanın birçok insan için stres ve anksiyete kaynağına dönüştüğü bir zamanda insanlara özgür olabilecekleri bir yer sunarak sosyal medyada dengeleri alt üst etti. Z kuşağı Tiktok’a hükmetti ve onu özgünlüğün, kendin gibi olmanın kutlandığı bir platforma dönüştürdü. Hepimizin “ne izlesem?” sorusuna bir cevap olarak doğan bu uygulama sayesinde kim bilir belki biz de bir gün Addison Rae gibi Kourtney Kardashian ile pijama partileri veririz!

Kapak fotoğrafı: Charli D’Amelio


ÖNERİLEN