
BÖLÜM 5: LÜBNAN PROTESTOLARI
DENİZ AKKAYA
Baskı, direnişi doğurur. Şimdi ise Lübnan’da sömürülen ve zulüm edilenler, sömüren ve zulüm edenlere karşı bir bağımsızlık direnişinde!
4 Ağustos 2020’de, Lübnan’ın başkenti Beyrut limanında depolanan büyük miktarda amonyum nitrat patlayarak yaklaşık 204 ölüm, 6.500 yaralanma ve 15 milyar dolarlık bir hasara yol açtı. Patlayıcılar, Lübnanlı yetkililer tarafından terkedilmiş MV Rhosus gemisine el konulduktan sonra, altı yıl boyunca uygun güvenlik önlemleri alınmadan limandaki bir depoda tutulmuş. Patlamanın, patlayıcıların olduğu depoda bir yangın çıkması nedeniyle olduğu düşünülse de 2020 Kasım ayı itibariyle patlamanın kesin nedeni hala araştırılıyor. Sarsıntısının Türkiye, Suriye, İsrail, Filistin ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde bile hissedilen bu korkunç olay, tarihteki en güçlü nükleer olmayan patlamalardan biri olarak kabul edildi. Patlamadan günler sonra bile hiçbir bakan ve hükümet yetkilisinin halktan özür dilememesi, yaralıları hastanede ziyaret etmemesi ve limandaki hasar ile ilgili hiçbir şey yapmaması halkın hükümet karşıtı protestolar düzenlemesine neden oldu. Bu protestolar, hükümetin yolsuzluğuna karşı 2019 yılında başlayan protestoları ile birleşti ve büyük bir harekete dönüştü.


Lübnan ekonomisi patlamalardan önce, hükümetin dış borcu, Lübnan lirasının düşmesi ve %50’nin üzerine yükselen yoksulluk oranıyla bir kriz halindeydi. Buna ek olarak, Lübnan’daki COVID-19 salgınında birçok hastane, mali kriz nedeniyle personel maaşlarını ödeyemediği için, ülkedeki birçok hastaneyi kapatmıştı.
Patlamanın ardından halk, hükümete karşı duyduğu öfkeyi sosyal medyada açıkça dile getirdi. “Bugün yas tutuyoruz, yarın temizliyoruz ve sonraki gün onları asıyoruz” şeklinde paylaşımlarda bulundular. Liman yetkilileri, yargı organları ve büyük olasılıkla diğer üst düzey yetkililer, 2 milyonluk bir şehrin ortasında bırakılan bu saatli bombayı biliyordu. Bunu anlayan protestocular, sosyal medyayı giyotin ve ilmek resimleriyle doldurarak 40 senedir altında yaşadıkları baskıcı hükümete çok net ve kararlı bir mesaj gönderdi!

2019’da başlayan WhatsApp vergi protestolarından bir yıl sonra Lübnan, hükümetin sağlamadığı kaynakların boşluğunu doldurmak için sosyal toplum kuruluşlarının kaynaklarını kullanarak kendi kendini organize etti. Ancak, bu kaynaklar da sınırlı. Lübnan hükümeti, bir bütün olarak ülkenin barış ve birlik içinde işlemesi için vatandaşlarına daha fazlasını sağlamak zorundadır. Lübnanlı siyasetçiler ve siyasi partiler farklılıklarını bir kenara bırakmalı. Bunun yerine, sosyoekonomik sınıflar arasındaki açığı kapamaya, Beyrut’u yeniden inşa etmeye ve bu ekonomik çöküşten etkilenen herkese finansal ve konut yardımı sağlamaya odaklanılmalı. Aslında protestocular tam da bunu istiyor: normal şartlarda var olabilmek ve vergi ödedikleri devletin onlara hizmet etmesi.

Kova çağı daha gelmeden ondan neleri bekleyebileceğimizi, baskılanmış halkların cesur isyanları aracılığıyla gösterdi. Gökyüzündeki yıldızların sihirli bir şekilde dünyanın tüm problemlerini düzeltmesini bekleyemeyiz, evet. Ancak, kolektif olarak bir uyanışın eşiğindeyiz ve bu çağın getireceği enerji ile dünyayı sihirli bir şekilde iyileştirecek olanlar yine bizleriz! Bölüm 6 için takipte kalın.