Fotoğraf: Marine Serre

RONA’NIN MODA ENDÜSTRİSİNE ETKİSİ

DENİZ AKKAYA

Bu karanlık süreçte, yeni gelecek için neler yapılmalı?

Moda konseyleri, markaları koleksiyonlarını dijital ortamlarda sergilemeye teşvik etmesi üzerine Valentino da koleksiyonunu bu sene Paris yerine Milano’da sergilemeye karar verdi. Koleksiyonun ve atölye üyelerinin ulaşımını trenle sağlayacak olan Valentino, bu sayede karbon ayak izini %60 oranında azaltmış olacak. Moda haftaları pandemi öncesinde de, sürekli hava yolculuğu ve nakliyesi gereksinimleri nedeniyle çevresel açıdan problematik bir konsepte dönüşmeye başlamıştı.

Dünyanın dört bir yanındaki işletmeler, hükümetler ve kuruluşlar için iklim değişikliği danışmanlığı yapan Carbon Trust’ın raporuna göre, moda haftalarında yapılan hava yolculukları geçtiğimiz sene 241.000 ton karbon emisyonuna yol açtı. Bu, Times Meydanı’nın elli sekiz senelik elektrik ihtiyacına denk! New York Moda Haftası’na seyahat tüm emisyonların %37’sini oluştururken onu, %28 ile Paris, %18 ile Londra ve %17 ile Milano izliyor. Carbon Trust sürdürülebilir moda lideri Pauline Op de Beeck raporu, “Bu çalışmada ölçülen emisyonlar, moda endüstrisinin toplam emisyonlarının küçük bir yüzdesi olsa da, tedarik zinciri ve diğer endüstriler üzerinde pozitif bir değişim yaratmamızı gerektirecek kadar da büyük bir parça” şeklinde yorumladı. Bulgular, moda ayının çevresel etkisinin net bir resmini çiziyor ve sürdürülebilir yaklaşımların giysilerin ötesine geçmesi gerektiğini net bir şekilde gösteriyor.

Hepimiz öyle ya da böyle belirli moda trendlerini takip ediyoruz. Ama unutuyoruz ki moda endüstrisi de bazı trendleri takip ediyor. Geçtiğimiz senelerin en popüler trendi kültürel çeşitlilikti; ancak pandeminin hayatımıza ani girişiyle yeni trend sürdürülebilirlik oldu. Bu trendler bizleri (tabi ki Gen Z’nin de yardımıyla) insanlık olarak çok daha iyi bir yere getirecek trendler olsa da kalıcı değişiklikler haline getirilmedikleri sürece etkilerini görmek mümkün değil.

Fotoğraf: Études

Fotoğraf: Études

Sürdürülebilirlik girişimlerini kalıcı hale getirmeyi hedefleyen Tommy Hilfiger ise jeanlerini bundan sonra daha az su, karbon ve kimyasal kullanarak daha az karbondioksit üreten mekanik bir yöntem ile üreteceğini açıkladı. Jeanlerde kullandıkları dikiş ipliği de geri dönüştürülmüş plastik şişeler ve markanın önceki sezonlarında kullanılmayan stoklardan üretilecek. Böylece koleksiyondaki tüm kotlar, tamamen çevre dostu olacak. Marka, “hiçbir şeyi boşa harcamayan ve herkese kucak açan” misyonuyla yarattıkları “Make it Possible” sürdürülebilirlik projesi dahilinde belirledikleri 24 cesur hedefine 2030 yılına kadar ulaşmayı amaçlıyor. Gucci ve Burberry de Hilfiger’in izinden giderek çevresel etkilerini azaltma ve tedarik zincirlerinde karbon ayak izlerini nötrleme konusunda çalışmalara başladı. Markaları daha iyi kararlar almaları için teşvik eden Gen Z, koronavirüsü ve dünya üzerindeki etkilerini yaratıcı bir şekilde yeniden tanımlamayı da başardı! Bu güçlü virüse kadın kişiliği vermenin daha doğru olacağını düşünen Gen Z, koronavirüse Bayan Rona lakabını taktı.

2017’de önemli diyaloglar başlatan kültürel çeşitlilik konusu da maalesef önemini yitirmeye başladı gibi duruyor. Fashion Revolution tarafından en iyi yerli, uluslararası ve bağımsız moda dergilerinden 51’i  incelenerek hazırlanan rapora göre kapaklardaki çeşitlilik, 2017 ile 2018 arasında %5,2’lik ciddi bir artış gösterdi. Ne yazık ki 2018’den 2019’a kadar böyle bir artış olmadı. 2020’de ise, birçok derginin kapaklarını sağlık çalışanlarına ayırdığını gördük. Bu insanlar sadece geçtiğimiz bu zorlu dönemde değil mesleğe başladıkları günden beri bizlerin hayatını, kendilerinin ve ailelerininkinin önüne koyuyor. Peki, bütün bunlar bittikten sonra bu insanları kapaklarda görmeye devam edebilecek miyiz? Yoksa bu da, 2020’nin trendi olarak arşivlerde yerini mi alacak?

Eski normalimizin pek de normal olmadığı sözünü duymaktan bıktık usandık ama şimdi, bu pandemi bittiğinde, moda endüstrisinin ve bireysel olarak hepimizin artık gezegenimizi inciten alışkanlıklarımızı terk ettiğimizden emin olmalıyız. Tek dileğimiz Bayan Rona’nın moda endüstrisine verdiği dersin, pandemiden daha uzun süre kalıcı olması. Bunun kalıcılığı da tabi ki yine bizlerin sorumluluğunda. İyi şanslar Dünya!

Kapak fotoğrafı: Balenciaga


RECOMMENDED